Gesamtlänge aller Episoden: 5 days 9 hours 52 minutes
Her yeni sezon, “Önceki Bölümler” in bir özetiyle başlar. Hikayenin en temel noktalarını hatırlatıp, yeni sezona ısınmanız için bir hafıza tazeleme bölümü kaydettik. Üstüne hızımızı alamayıp, aramızda bir röportaj gerçekleştirdik. Bu bölüme geçtiğimiz sezonu değerlendirerek başladık. Birinci sezonun son bölümlerinde değindiğimiz bazı konulara geri döndük. Elimizdeki yeni verileri paylaştık. Ayrı kaldığımız Temmuz ve Ağustos aylarında olan olayları hatırladık...
Kültür ekonomisini oluşturan tüm unsurlar yavaş yavaş yok olurlarken, geriye kalacak renksiz ve cansız bir hayata hazır mıyız ? Politika bu işlerin neresinde ?
Men-E-Men Podcast ikinci sezon hızlı başladı. Giriş bölümünden sonra hızlıca gündeme adım attık. İçinde bulunduğumuz eğlence sektörünün büyük pandemi krizini konuştuk.
Etkinlik, sanat ve eğlence sektörünün yaşadığı sıkıntıları tartıştık.
Ardından konsersiz, müziksiz yıl 2020’den 27 yıl geriye gittik...
Bu kayıtta TikTok'u masaya yatırdık. Bir süre herkesin küçümsediği ve yok saydığı TikTok şu an müzik dünyasının kurallarını değiştirecek kadar güçlü bir mecra. Şarkıları, sanatçıları ve listeleri nasıl etkilediğini konuştuk. Diğer mecralardan farklarını ortaya koyduk. Bir taraftan da Amerika ve Çin arasındaki ticaret savaşının bir enstrümanı oldu TikTok. Bu hikayeyi de paylaştık...
Son zamanların çok konuşulan ve tartışılan belgeseli "The Social Dilemma" yı konuştuk.
Anlatıldığı ve dramatize edildiği şekilde, Sosyal Medya bir şer yuvası mı gerçekten ?
Çarpıcı bir iş ortaya konulduğu kesin. Başlatacağı her türlü tartışma önemlidir...
Hala K-Pop denilince tüyleri diken diken olan bir kesim var. Kimi dile alışamadı, kimi sahnede gördükleri kişileri doğal bulmuyor, kimi de bunu bir kültür emperyalizmi olarak değerlendiriyor. Ancak bir kesim daha var ki, bu akımı sahiplenen, şarkılardan, sahnede gördüklerinden keyif alan ve diğer kesimin şüpheci tavrını son derece itici bulan...
Bu sezonun ilk konuğu meslektaşımız, dostumuz Hakan Tamar oldu.
90’ların başında aynı takımda radyoculuk yapma fırsatı bulduğumuz Hakan Tamar, hem meslek ustalarımızdan hem de hiç değişmeyen sıkı dostlardan.
“Adanmışlık” O’nun hayat hikayesinin bir nevi özeti...
Men-E-Men Podcast’in yedinci bölümünün yayın günü 13. Cuma’ya denk gelince içimiz biraz korku doldu. Acaba böyle bir günde podcast paylaşılır mı? Paylaşılırsa Michael Myers’dan Jason’dan bahsetmemek olur mu?
Olmamalı dedik ve korku filmlerinden, bu filmlerin başrollerindeki korku karakterlerinden bahsederek başladık.
Bu unutulmaz kült karakterlerin tarzlarını hatırladık. Herkesi deşen, kesen fantezi karakterlerden daha gerçekçi karakterlere de geçiş yaptık...
Sekizinci bölümünde de gündemin tam içine daldık. Yavaş gazetecilik deneyelim dedik, kendimizi yavaş flört konuşurken bulduk. Şampiyonla, Lewis Hamilton’la başladık. Bir tartışma da Formula 1’de başladı. Schumacher’mi büyük Hamilton’mı. Farklı dönemlerin başarılı sporcularını hangi kriterlerle tartışacağız ? Daha taze çıkmış ve tarihi kapağına çok konuşulan fotoğraflarıyla Harry Styles’ı almış Vogue ve her sene en seksi erkeği seçerek, diğer tüm erkekleri daraltan People dergisini ve Michael B...
Her şey değişirken, ödül törenlerinin de bundan etkilenmemesi mümkün değildi. 2021 Grammy adayları açıklandı, ortalık toz duman oldu. Aday gösterilenler, kategorisini beğenmeyenler, hep öteki kabul edilenler...
Tüm bunlar, başkanından üyelerine köklü değişim geçirilen bir sene sonunda karşımıza çıktı.
Müzikten sinemaya geçtik, yaklaşan Oscar Ödülleri'nde bizi nelerin beklediğini, tarihi bir gece olma ihtimalini konuştuk...
Men-E-Men Stüdyo’nun 10. Bölümünde bizim için çok değerli bir konuğu ağırladık: Dünya tatlısı Ayça Şen’i...
Genç Radyo’da başlayan ve şimdilerde Radyo Karavan’da yani kendi radyosunda devam eden, neredeyse 30 yıla yaklaşan radyoculuk hayatını konuştuk Ayça’yla.
O da 30 yıldır yürüdüğü yolu tüm yönleriyle anlattı. Büyülü başlangıç Number One dönemi, akabinde farklı radyolar, farklı partnerler ve farklı patronlar elbette...