Basın Özetleri | Deutsche Welle

Avusturya’daki cumhurbaşkanlığı seçimini Aleksander van der Bellen'in kazanması Alman gazetelerinin yorum sütunlarında başı çeken konular arasında yer alıyor.Frankfurter Allgemeine Zeitung liberal kanadın adayı Aleksander van der Bellen'in cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmasına şu satırları ayırmış: "Van der Bellen'in seçim zaferi Batı ülkelerinin birbiri ardına sağ popülistlerin eline geçtiği şeklindeki domino teorisinin doğru olmadığını göstermişe benziyor. Ama bu zaten hiç kolay olmamıştı. Britanya'da Avrupa Birliği taraftarlığı ezici çoğunluğa hiçbir zaman ulaşmamıştı. ABD'de Clinton son derece çelişkili ve skandallara adı karışmış bir adaydı. Avusturya'da ise Özgürlükçü Parti yeni bir siyasi hareket değildi ve çeşitli hükümetlerin ortağı olmuştu. Adaylarının cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetmiş olması Özgürlükçü Parti'nin ve öne çıkardığı konuların yakında kaybolup gideceği anlamına gelmez. Seçim sonucu bütün bir ülkenin sol liberal düşünceye avdet edişi değil, sadece Van der Bellen'in rakibi Hofer karşısında aldığı galibiyet olarak yorumlanmalıdır.” Nürnberger Zeitung yorumunda Avusturya'daki seçim sonucunun yanıltıcı olabileceğine dikkat çekiliyor: "Seçim kampanyasının açtığı yaralar Avusturya'yı böldü. Almanya'da olduğu gibi Avusturya'da da birbirine tamamen zıt iki görüş yarışıyor. Avusturya Özgürlükçü Partisi mülteci krizinin iç savaşa yol açabileceğini iddia ederken, iktidar kanadı Avusturya'nın uygulamayı değiştirip, göçü sınırlandırıcı önlemler aldığına işaret ediyor. Aynı zamanda da, diğer Avrupa ülkelerine göre ekonomik durumlarının iyi olduğunu savunuyor. Seçim, hür, liberal ve birleşik Avrupa taraftarlarına rahat nefes aldırdı, o kadar. Trump şoku sadece Avrupa'daki sempatizanlarını değil, çoğu zaman pasif davranan Avrupa liberallerini de harekete geçirmişe benziyor. Bu bakımdan Trump’ın seçim zaferi faydalı şok etkisi yapmış olabilir. Ancak inanmış demokratlar gevşememelidirler. Bu hataya çok uzun zaman ve birçok ülkede düştüler.” Neue Osnabrücker Zeitung Avusturya'da liberal adayın cumhurbaşkanlığına seçilmesinin Avrupa'nın sorunlarına neşter vurulduğu anlamına gelemeyeceğini yazıyor: "Bu kez de ucuz atlatıldı ve sağ popülist Hofer değil, Yeşiller’in ağırbaşlı eski başkanı Aleksander van der Bellen Avusturya cumhurbaşkanlığına seçildi. Sonuç herkesi rahatlattı ama tehlike geçti sayılamaz. Hofer'in aksine van der Bellen inanmış bir Avrupalı olduğundan, Avrupa Birliği dağılmaya götürebilecek bir güç çekişmesinden kurtulmuş sayılır. Yeni cumhurbaşkanı ılımlı, dengeleyici ve çatışma istemeyen kişiliğiyle puan topladı. Ancak Avrupa'nın problemleri olduğu gibi duruyor. Hofer kazanamadıysa da aldığı sonuç önemli bir sinyal sayılmalı. ‘Özgürlükçüler' devletin en yüce makamında bile söz sahibi olabileceklerini gösterdiler.” ‘Berliner Zeitung da yorumunda Avusturya toplumundaki kutuplaşmanın ortadan kalkmadığına vurgu yapıyor: "Avusturya zor bir seçimi geride bıraktı ama siyasi normale dönmesi kolay olmayacak. Kendini ‘kaybetmeyecek tip' olarak lanse etmeye çalışan Norbert Hofer sağ popülist dünya görüşüne dostane bir çehre kazandırma uğraşında epey mesafe aldı. Avusturya siyasi yelpazenin denge merkezindeki yerini bu seçimden önce kaybetmişti. İki büyük kitle partisi sürdürülebilir toplumsal uzlaşı sağlamada figüran konumuna düştü. Şimdi Aleksander van Der Bellen'e, ülkesinin siyasi kültürüne daha fazla kabul kazandırmanın zor görevi düşüyor.” © Deutsche Welle Türkçe Derleyen: Ahmet Günaltay